“Magma rezervinin neye benzediğine dair konseptimiz değişmek zorunda”
Bilim dergisinde 16 Haziran’da yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, volkanologlar aktif bir yanardağın altında bulunan magma rezervlerinde olup bitenler üzerine yeni bir anlayış kazandırdılar. Önceden düşünülenden daha soğuk ve sağlam bir yer buldular. Bu volkanların nasıl işlediğine dair yeni bir görüş. Sonunda volkanologların bir yanardağın en fazla riski nasıl oluşturduğu konusunda daha iyi bir fikir edinilmesinde yardımcı olabilir. Kaliforniya Üniversitesi Davis Üniversitesi Yer ve Fizik araştırmaları profesörü Kari Cooper ve makaledeki ilgili yazar; “Magma rezervinin neye benzediğine dair konseptimiz değişmek zorunda” dedi. Çünkü bu değişiklik yapılmazsa asıl ne olduğuna dair doğru bilgiye ulaşmak çok zor.
Magma üzerinde doğrudan çalışmak zor. Volkanik sahalarda bile, Dünya’nın yüzeyinin altında kilometrelerce yol bulunur. Jeologlar kazara veya tasarlayarak magma çalışmaları yaparken, ısı ve basınç, içine koymaya çalıştığınız herhangi bir enstrümanı yok eder.
Bunun yerine, Cooper ve arkadaşları Yeni Zelanda’daki Tarawera Dağı çevresinde 700 yıl kadar önce patlayan bir püskürme sonucu çökelmiş olan zirkon kristallerini topladılar. 1980’de St. Helens Dağı’nın beş katına çıkan bu patlama, rezervde bulunduğu sıcaklığa ve kimyaya maruz kalan yüzeye lav getirdi. Yüzeye çıktığında, geçmişin bu kaydı donduruldu.
Kristaller, volkanik patlamaları incelemek için “kara kutu”, bir uçuş kaydedici gibi görünüyor, dedi Cooper. “Kristaller, enkazı birleştirmeye çalışmak yerine, bize püskürme olayını da dahil olmak üzere yüzeyin altındayken neler olduğunu bize gösterebilirler.”
Yedi zirkon kristali içindeki elementleri inceleyerek, kristallerin ne zaman oluştuğunu öğrenebilirler. Ayrıca ömürleri boyunca magma rezervinde ne kadar süreyle yüksek sıcaklıklara (700 santigrat derece üzerinde) maruz kaldıklarını tespit edebilirler. Kristaller, bulundukları magmanın rezerv kısmının durumu hakkında bilgi verirler. Bu yüzden çalışmanın mahiyeti oldukça büyüktür.