Gelecekte tüm hayvanların yüzlerinden ağrıları anlaşılabilecek
Hayvanlar herhangi bir acı çektiklerinde bunu bize anlatamazlar. Bu yetiye sahip değiller. Bu nedenle, hayvan sahipleri ve veteriner hekimler hayvanların çektikleri acıyı anlayabilmek ve tedavi yöntemini belirleyebilmek için farklı ipuçlarını izlerler. Şimdilerde hayvanların çektiği acının dozunu anlayabilmenin önündeki engeller daha da azaldı: Cambridge Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, bir koyunun sadece bakarak yaşadığı acıyı anlamaya yönelik yüz tanıma yazılımını kullandılar. Bu da demek oluyor ki; Yüz tanıma yazılımı, koyunların acı çektiğini gözünden anlıyor. Araştırmacılar, yüz tanıma tekniğinin gelecekte daha çok hayvanı çalışmaya dahil edilerek yayılabileceğini ifade ediyorlar.
Bir koyun eğer acı çekiyor ise, yüzünde belli ve öngörülebilir ifadeler oluşur. Bu da acı çektiğine dair güvenilir bir ipucudur. Bilim insanları geçtiğimiz günlerde Koyun Ağrısını Yüz İfadesinden Ölçüm Cihazı (SPFES)’nı tanıttılar. İnsanların bu yüz ifadelerini anlamlandırmaya çalışmaları hem zaman alıcı hem de subjektiftir. Tam da burada devreye bilgisayarlar girer. Çünkü bilgisayar 0 ve 1 temelinde en objektif durumu bulur.
Bilim insanları, bir bilgisayarı insan yüzünü tanıma teknikleri temeline dayarak koyun yüz ifadelerini tanımaya yönelik olarak programladılar. Çalışma “çoklu-seviye araştırmamız koyun yüzünün taraması, yüz ifadelerinin tespiti, normalizasyon ve ardından yüzün temel ifade biçimlerinin çıkarılmasıyla başlıyor” diyor. SPFES’e göre bu sayılan aşamaların her biri koyunun ağrılarının farklı bir ağrı düzeyiyle ilgili.
Sonuç olarak bilgisayar sistemi, 9 farklı koyun yüzünü sınıflandırabildi ve bu hayvanların çektiği ağrı düzeylerini tahmin edebildi. Genel olarak doğru algılama düzeyi %67 olarak tespit edildi. Bu sayının elde edilmesi için kullanılan formül: Bilgisayarın doğru algılama sayısının toplam numune sayısına bölümü. Tamam. Nefesleri kesen bir sonuç değil. Ama kesinlikle cesaret ve ümit verici.
Çalışmayı sürdüren ekip, daha fazla veri ile bu oranın daha da artırılabileceğine inandıklarını söylüyorlar. Bu tekniğin fareler, tavşanlar ve atlar gibi diğer hayvanlara da uygulanarak çalışmanın ilerletilmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Bu sonuç elbette ki nihai değil, bir ön sonuç. Ancak devam ettirilirse veteriner hekimler için hayvanlara teşhis ve tedavi aşamalarında oldukça yardımcı olabileceği kesin.
