Estonya’nın, Lüksemburg’da dünyanın ilk “veri elçiliği” olarak adlandırılan bir anlaşmayı imzalaması ilgi çekici.
Hükümetlerin kişisel verilerinizle, kurallar çerçevesinde yapabilecekleri ya da yapamayacakları şeyler tamamen bilginin depolandığı yere dayanır. Teknoloji şirketleri, bilgilerinizi tüm dünyadaki sunuculara gönderdiğinden dolayı, baskıcı bir rejimin bilgilerinize göz atmayı haklarını kullanma riski vardır. Bu yüzde Estonya’nın, Lüksemburg’da dünyanın ilk “veri elçiliği” olarak adlandırılan bir anlaşmayı imzalaması ilgi çekici.
Aslında Estonya, verileri yabancı bir ülkeye güvenmektense, Lüksemburg’daki sunucularda saklamak için anlaşma imzaladı. Sonuç olarak, aynı haklara ve korumalara sahip, güvenilir bir ülkede verileri saklamak göze alınabilir.
1991’de Sovyetler Birliği’nin çöküşünün ardından Estonya, sıfır teknolojik altyapısıyla çok fakir bir ulus olarak kaldı. Yakında kurulacak olan analog telefon şebekesi için Finlandiya’dan yapılan bir teklifi reddetmek de dahil olmak üzere onlarca eski teknolojiyi bir kenara koyup yeniden başlama kararı aldı. Estonya, 20 yıl içinde dijital bir cennet haline geldi ve çoğu idare çevrimiçi olarak yönetildi.
Skype, TransferWise, Kazaa, Fitsme ve Playtech gibi yerel markaların yanı sıra bir çok atılımlarıyla ülkede büyük bir teknoloji patlaması oldu. Ama aynı zamanda da Rusya ve komşularından gelen siber saldırılara karşı oldukça savunmasız kaldı. 2009’de, Rus liderliğindeki bir siber saldırı, tartışmalı bir savaş anıtına tepki olarak Estonya hükümetine ve altyapısına hasar verdi. Estonya’nın yabancı bir ülkedeki hükümeti, ülkenin dijital varlığını toparlamasına yardımcı olacaktır.