Torbadan çıkan kuzular
Philadelphia Children’s Hospital’daki doktorlar yeni bir yapay rahim geliştirdiler. Bu yöntem örneğin Amerika’da her yıl gerçekleşen on binlerce kritik zamanından önce (26 hafta öncesi) gerçekleşen doğumlarda işe yarayabilir. Nature Communications dergisinde yayınlanan yeni bir yazıya göre araştırmacı doktorlar, cenin halindeki kuzuları ‘uterus benzeri’ plastik bir torbanın içerisinde 4 haftaya kadar canlı halde muhafaza ettiler (benzer cihazlardan daha uzun bir süre).
https://youtu.be/wNfUF361Ao8
Yeni yapay rahim tekniğinin gerisinde yatan mantık, son derece basit: cenin halindeki kuzular yumuşak, sıcaklık kontrolü yapılan ve iç ortamı gerçek bir uterusa benzetmek için amniyotik sıvı ile doldurulmuş plastik bir çanta içerisine yerleştirildiler ve göbek bağları, kana oksijen katan bir makineye bağlandı. Philadelphia ekibinin yapay rahmi, önceki cihazlardan farklı olarak hayvanı yaralayabilecek ve ilerleyen süreçte gelişme sorunlarına ya da akciğer problemlerine yol açabilecek mekanik pompalar yerine, kan dolaşımını sağlamak için hayvanın kendi kalbini kullanıyor.
Children’s Institute for Surgical Science’ın yöneticisi Alan Flake’in habercilere söylediğine göre cihaz henüz gerçek, yaşayan bir rahmin yerini tutmuyor çünkü gelişimin ilk evrelerini bire bir gerçekleştiremiyor. Fakat 22-23 haftalık olarak doğmuş bebekler için (prematüre bir bebeğin rahim dışında hayatta kalabileceği beklenen en erken süre) yeni cihaz, şu anda erken doğum birimlerinde kullanılan inkübatörlerden daha iyi sonuçlar veriyor. Testin başlangıcında cenin halindeki kuzu denekleri ortalama olarak kritik prematüre insan ceninleriyle aynı gebelik dönemindeydiler. Dört hafta sonra kuzuların sekizi olgun bir bebekle eşit seviyede normal, sağlıklı bir akciğer fonksiyonu ve gelişimi ile torbalardan ‘doğuruldular’.
Flake’e göre araştırma ekibi halen ‘Amerikan Yiyecek ve İlaç Yönetimi (FDA)’ ile iletişim halinde ve cihazın deneme amaçlı kullanımları önümüzdeki üç ila beş yıl içerisinde başlayabilir. Flake bununla birlikte cihazın süreç içerisinde daha az korkutucu ve daha çok ‘ebeveyn-dostu’ olacak şekilde yeniden tasarlanabileceğini de söyledi.