İşte kan verme kısıtlaması olan kişiler ve özel durumları
Kan vermek, vücudumuzun bağışıklık sistemine sağladığı yararların yanı sıra oldukça iyi bir direnç güçlendiricidir. Verdiğimiz kanlar hem bir başkasının yaşamını devam ettirebilmesini sağlarken hem de bizim sağlığımıza sağlık katar. Bilim insanlarının yaptıkları araştırmalar sonucunda kan vermenin, vücuda zindelik kazandırarak yeni ve sağlıklı hücre oluşumunu desteklediği bulunmuştur. Tüm bu faydalarının yanında kan vermenin zarara uğrattığı kişiler de bulunmakta. Hatta şimdi aşağıda sıralayacağımız kişilerin kan vermeleri tamamen yasak, sakıncası ya da kısmen olanaklıdır. İşte kan verme kısıtlaması olan kişiler ve özel durumları:
Hiç bir zaman kan veremeyecek olanlar:
Hepatit B hastaları
Hepatit C hastaları
AIDS taşıyıcıları
Anemi teşhisi koyulmuş kişiler
Gebelik yaşayanlar
Otoimmün hastası olanlar
Hemofili gibi kanama eğilimi olanlar
Koroner kalp hastalığı, angina pektoris, ciddi kardiyak aritmi sorunu olanlar
Serebrovasküler hastalıklara sahip olanlar
Arteriyal tromboz veya rekküren venöz trombozu olan kişiler
Astım hastaları
Mide rezeksiyonu geçirmiş olanlar ve epilepsi (sara) hastaları
Creutzfeldt-Jacob hastalığı olanlardan asla kan alınamaz.
Kan alınabilecek (şartlı) kişiler:
Kolera, tifo antrax gibi hastalıklar sonrasında ölü bakteri aşısı olmuş kişilerden 5 gün boyunca kan alınamaz
Transfüzyon Kan veya kan ürünü alan kan donörleri 1 yıl boyunca kan veremezler
Attenüe virus aşısı yaptırmış olanlar 3 hafta kan veremezler. (Su çiçeği, sarı humma, kızamık kızamıkçık oral polio, kabakulak tedavisinde uygulanır)
Cerrahi anlamda büyük ameliyatlar geçiren hastalardan, operasyonu izleyen 6 ay boyunca kan alınamaz.
Osteomyelit geçirmiş hastalar tam anlamıyla iyileştikten 5 yıl sonra kan verebilecek duruma gelirler.
Brusella almış olanlar, tam anlamıyla iyileştikten iki sene sonra kan bağışı gönüllüsü olabilir, kan verebilirler.
Sıtma hastalığı geçirmiş olanlar, iyileşmeyi izleyen 3 yıl içinde kan verebilirler.
Frengi geçirenler, tam olarak iyileştikten 1 yıl sonra kan verebilirler.
Bu saydığımız kişiler ve daha eklenebilecek rahatsızlıkları olan kişilerin durumları doktor gözetiminde olmak kaydıyla donör olup olamama hakkı kazanır. Biz önemli olan bir kısmını sizler ile paylaştık.
Kan vermek, öncelikle sağlıklı bireylerin kendi sağlığını ve başkalarının hayatını iyileştirmek adına yapılabilen bir eylemdir. Hem uzmanlar hem de sağlık merkezleri tarafından düzenli olarak kan verilmesi tavsiye edilmekte ve teşvik edilmektedir. Bu yüzden saydığımız ve dahasını kan merkezlerinden, aile sağlığı merkezlerinden öğrenebileceğiniz rahatsızlıkların kendinizde bulunup bulunmadığını öğrenmeniz faydanıza olacaktır. Sağlıkla kalın.