İnsan vücudundaki kanın besin, hormon değerleri ve 5 diğer özelliği
Kan pek çok işleve sahiptir. Bunlardan en önemli ve hayatımızda sıkça karşılaştığımız 7 tanesini sizler için derledik. Kan değerlerinin vücuttaki yansımalarını bu yazımızı okuduktan sonra kendinizden pay biçerek yeniden düşüneceksiniz.
1. Herşeyden önemlisi kan, hemoglobin aracılığıyla kırmızı kan hücrelerinde tutulan oksijeni ciğerlerden tüm dokulara iletme görevini üstlenir. Vücut döngüsü sağlanırken,kalpten ciğere geri dönüşte ciğer tarafından exhale edilen CO2’yi nakleder.
2.Besinler, bağırsak kılcal damarlarında tutularak portal ven aracılığıyla karaciğere taşınır. Bu aşamada pek çok metabolik faaliyet gerçekleştirilmekte ve vücudun ihtiyacı olan besin maddeleri kan yoluyla tüm hücrelere taşınmaktadır.
3.Kan plazmasında bulunan pıhtılaşma faktörü, kandaki trombositlerin yardımıyla herhangi bir tıkanmayı farkeder. Buna minik bir damla gözyaşının gözyaşı çukuruna takılması bile örnek verilebilir. Kan, belirli bir basınca sahiptir ve bu nedenle herhangi bir kusur tolere edilemez. Kontrol edilemeyen bir basınç durumu kanamaya sebep olabilir. Pıhtılaşma faktörleri olan faktörlerden trambosit ve fibrinolizin birbiriyle korelasyon ve uyum içinde sürekli birbirlerini dengelemesi oldukça şaşırtıcıdır.
4.Vücuttaki enfeksiyonlar bir yandan beyaz kan hücreleri, öteki yandan plazma hücrelerinden sağlanan antikorlar tarafından tutulur. (virüsler için lenfositler, bakteriler için nötrofiller bu işi yapar) Enfeksiyonlarla savaşma işi oldukça etkili ve önemli sistemsel bir durumdur. Bazı antibiyotikler bağışıklık sistemi enfeksiyonu atmakta zorlandığında gerekebilir.
Hormonlar ile etkileşim
5.Hormonlar ve diğer sinyal üreten moleküller (Nitrik oksit gibi) çeşitli organların işlevini diğer organların işlevleriyle bütünleştirir. Tüm hormonlarımız vücudumuzla dengeli bir bütün içinde olduğu sürece enerjimiz en üst düzeydedir ve organlarımız mükemmelen çalışırlar. Ne zaman ki hormonlarımız değerlerini kaybetmeye başlar, o zaman modumuz ve vücut direncimiz düşer. Yaş ilerledikçe bazı hormonların üretimi biter ya da yeterince üretilemiyor duruma gelir. Bu da yetersiz beslenme ya da psikolojik faktörlerle birlikte hayat kalitemizi etkiler.
6. Vücudumuzun ısı dağılımı ve kanın yeniden damarlara iletilmesi organlarımız, başımız ve derimiz ile olan bağlantısı etkileşim içinde olması oranında önemlidir. Bir yemekten sonra metabolik olarak vücudumuz ısınmaya ve mideden kalbe doğru bir ısı yayımı yapar. Yemekten sonra yorgun düşmemizin bir sebebi beynin bir kısmının bu ısı değişimine tepki vermesinden kaynaklanır. Sıcak bir günde deri altındaki damarlar genişler, gözenekler açılır ve terleme başlar. Buda vücut genelindeki ısının terleme dolayısıyla kaybolmasıyla gerçekleşir. Vücudumuzun kendini serinletme yolu budur.
7.Kanın kontrolümüz dışına çıkan bir yönü daha var. Oda heyecanlandığımızda ya da utangaçlık yaşadığımız anlarda baş, boyun ve kulak bölgelerimiz kıpkırmızı olur. Bu durum kontrolümüz dışında gerçekleşir. Bazıları bu durumu inanılmaz yoğun bir biçimde yaşarken, bazılarında da hiç bir yansıması olmayabilir. Deri genişler ve bu bölgelere kan pompalanır. Nefes alıp verme anında bu alanlarda derileriniz kaşınır ve ısıdan kaynaklı geçici kızarıklıklar oluşmaya başlar.
Bu yazımızdan sonra önemli sunumlar, iş toplantıları ya da buluşmalar öncesi kızaran yanaklarınız, terleyen ellerinizin sebebini daha iyi anlamış olacağınızı umuyoruz. Sağlıkla kalın…