Etkileşimin geleceğine yolculuk
Sony bu yıl SXSW (Amerika’nın Texas eyaletinde, Austin’de her yıl yapılan interaktif etkinlik, film ve müzik festivalleri ve konferansı) ’de ‘Future Lab’ programı üyelerinin sıra dışı donanım konseptlerinden bazılarını sergiledikleri, Austin Trinity Street’te bulunan ve depoya çevrilmiş bir yer olan ‘Wow Factory’ olarak adlandırdıkları birimin açılışını yaptı. ‘Future Lab’ programı Sony çalışanlarını sadece daha büyük ekranlar ve daha hızlı işlemciler üzerinde değil, aynı zamanda insan etkileşimi ve yaratıcılık hususlarında daha fazla düşünmeye sevk eden bir araştırma ve geliştirme girişimi.
Sony, sıradışı prototip projektör teknolojisinin gösterimini yapmak için SXSW’yi kullanıyor
Sony’nin geçen yılki gösteride vurguladığı ve tam kapasite üzerinde çalıştığı projenin adı ‘projektör tabanlı dokunmatik ekran teknolojisi’. Firma uzmanlığını görüntü projeksiyonuna dökmüş ve benzersiz kullanıcı arayüzü tasarımı ile çiftleştirmiş. Sonuç olarak, herhangi bir düz yüzeyi sadece ellerinizle etkileşimde bulunabileceğiniz ekrana değil, fakat aynı zamanda gerçek dünyadaki nesneleri alarak bunları bir çeşit arttırılmış gerçeklik versiyonlarına dönüştürebileceğiniz bir ekrana dönüştürebilen bir çift ürün ortaya çıkmış.
[irp posts=”9284″ name=”Sony Xperia projector nihayet bir isme ve çıkış tarihine kavuştu”]
Alice Harikalar Dünyasında’nın bir kopyasını masanın üzerine yerleştirdiğinizi ve sonra içinden bir karakteri sayfanın dışına çekebildiğinizi, ya da parmağınızı düz bir tahta yüzey boyunca hareket ettirip, ışıktan yapılmış duyarlı bir piyanoya çevirdiğinizi düşünün. Bir sunumda yalnızca projektörün ışığı kullanılarak beyaza boyanmış açısal tahta bloklar alınarak masa, bir evin ölçekli modeline çevriliyor.
Bunlar, Sony’nin ‘Future Lab’ biriminin hazırladığı, biri prototip ve diğeri yakında tüketicinin kullanımına sunulacak olan bir cihazdan oluşan iki ürünün özellikleri. Biri Sony’nin ilk olarak geçen yılki SXSW’de açığa çıkardığı bir projektör. Cihaz, bir masanın tepesine asılı olarak durur ve yüzeyi, el hareketlerinin ve nesnelerin üç boyutlu olarak izini süren ve aynı zamanda derinlik hissi veren etkileşimli bir ekrana çevirir. Cihaz, bir nesnenin görüş alanına girmesini ve elinizin bu objeye dokunmasını, ya da parmağınızın masanın yüzeyinde sabit durmasını algılayabilir.
VIDEO
Sony, klasik Beethoven ezgisinin ayrıntılı bir versiyonunu oluşturmak için silindirik plastik bloklar kullanan canlı müzik uygulamasını da içeren bazı akıllı-yazılı sunumlar yapmış. Diğeri, ilk kez geçen yıl gördüğümüz Alice gösterimiydi. Bu gösterimde yazılımın, masa üzerindeki bir kahve fincanını ya da bir deste kartı nasıl tanımlayabildiğini ve hatta ellerini masanın üzerinde gezdiren bir kullanıcının değişikliğe uğratabileceği harika grafikleri ortaya çıkarabildiğini görmüştük.
Üçüncü ve son gösterim, Sony’nin yetkililerinden birinin tahta bloklardan sanal bir ev yapmasını sağlayan ölçü tabanlı gösterimdi. Yetkili daha sonra, sanal ağaçlara dönüşen fiziksel objeleri masanın üzerine bırakarak ve ellerini objelerin üzerinde gezdirmek suretiyle bu sahneye ışık ekleyerek manipülasyonlar yapmıştı.
Bu baharın sonlarında çıkacak olan ‘Xperia Touch’ isimli ikinci projektör, bu yıl SXSW’de yeni bir ürün. Bu projektör, aynı tepkisel projektör teknolojisine dayalı bütünüyle farklı bir donanım parçası. Bu versiyon eğik bir düzlemin üst noktasında duran küçük bir modem boyutundaki kutudan ibaret. Projektör ışığı masanın yüzeyinde patlatarak masayı bir dizi çeşitli müzikal enstrümanlara çeviriyor. Bu esnada sensörler masa üstündeki ellerinizin hareketini takip ederek sesler üretmenize olanak sağlar.
Bir dizi davul kılıfı oluşturmak için daireler çizebilir ve bu davullara ellerinizi vurarak çalabilirsiniz. Aynı zamanda birden fazla projektör dizisini bir araya getirip bağlayarak tekil, birleşik bir piyanoya çevirebilir ve gerçek bir piyano gibi çalabilirsiniz. Projektörlerin her ikisi de Android’in üzerinde oynanmış bir versiyonunda çalışıyorlar. Böylece Sony’nin yazılımı ortada bir ekran olmamasına rağmen klasik dokunmatik ekran metodlarıyla etkileşimde bulunulmasını sağlıyor.
Bu anlatılanları olup biterken görmeden anlamak, gerçekten oldukça zor. Sanki Sony sarsıcı bir şeyin öncülüğünü yapıyor gibi bir his veriyor sizlere. Bu tip bir teknoloji ister istemez pahalı olacaktır ve iki cihazdan hiç biri de, yakın zaman içerisinde birilerinin ofisinde ya da evinde görebileceğiniz bir tüketici ürünü olacak gibi görünmüyor.
Fakat kavramsal ispat bazında da olsa bu donanım, etkileşimin geleceğinin nasıl olacağına dair bir canlandırma yapmamıza yardımcı olma noktasında oldukça etkin bir rol oynuyor. Özellikle de ekranları ortadan kaldırıp, yalnızca ışık tabanlı olarak çalışıyor olması nedeniyle.