Sonsuzluk temayülü
Evet, video oyunu yazmak, roman kaleme almak gibi değildir. Peki ya gotik entrikalar ve yaklaşık on yıllık bir öz geçmişle bezenmiş cehennemvari, alternatif bir Londra’yı tasvir eden ebedi (ve edebi), heterojen, metin odaklı bir video oyunu yazmak? Böylesi ise tam anlamıyla canavarlık. Tıpkı Fallen London oyununda olduğu gibi.
Failbetter Games’in hikaye direktörü Chris Gardiner “Romanlar kahramanları takip ederler. Fakat Fallen London’da kahraman, oyuncudur ve oyuncular bizim için sırdırlar. Oyunda verdikleri bazı kararlar onlara dair ip uçları sunsalar da, ön göremeyeceğimiz bir çok şey vardır hala. Romanlarda bir plan olur; Fallen London’da ise omurgayı oluşturacak bir hedef yoktur. Hakkında bahsedilecek, sona erecek olan bir hikaye dahi yoktur. Öncelikle bir ortamı keşfediyor, sonra statükoyu oluşturuyoruz. Daha sonra oyuncunun oyun boyunca ilerleme kaydetmesini sağlıyoruz. Romanlar bitirilmiş, Fallen London ise canlı hayatlardır. Oyuna sürekli olarak yeni hikayeler ve etkinlikler ilave ediyoruz” diyor.
Fallen London 2009 yılında ücretsiz tarayıcı olarak ortaya çıkmıştı. Fakat sonra Echo Bazaar olarak adlandırıldı. Hala tarayıcı biçiminde edinilebilir olan oyun, aynı zamanda iOS ve Android işletim sistemlerinde de çalışıyor. Sunless Sea ile de başarılı bir mobil pazar yan ürününü hayata getirdi. Failbetter daha bu hafta Fallen London’ın hikayelerini ve sistemlerini bir araya getirerek yenilenmiş yoğunluğunu oyuna vereceğini açıklamıştı.
[irp posts=”6736″ name=”‘Sunless Sea’ nin devamı, Kickstarter hedefini 4 saatte aştı”]
Fallen London, oyuncuları yeni dünyalara yönlendiren hareketli resimlerin olmadığı, kendi maceranı kendin seç tarzında derinliğe sahip bir oyun. Bunun yerine oyunun tutkunlarının, bir grup yarasa tarafından yer altı boyutuna çekilen Londra’nın Victorian versiyonu etrafında gezindikleri esnada, mevcut senaryolara nasıl tepki vermeleri gerektiğine kendilerinin karar verebildikleri, metin tabanlı olma özelliği ağırlıkta olan bir yapımdır.
Fallen London, Lovecraft’takine benzer canavarları, bütünüyle oyunun dünyasına özgün şekilde Poe’nin belagatı ve kara mizah ile harmanlar.
Gardiner “Fallen London bir şehrin, durmayan bir şehrin hikayesidir. Şüphesiz bir gün sona erecek hikayeler vardır. Ama Londra’nınki sona ermeyecek. Bazı oyuncular bazı hikayeler (örneğin onları Londra’ya süren arzular) bir sona ulaştığında doğal bir durgunluk noktası hissedecek olabilirler. Fakat oyun onları terk etmeye zorlamayacak. Oyuncuların Fallen London’da istedikleri kadar zaman harcamalarını istiyoruz. Ve ayrılmak ve sonra dönmek istediklerin de , başımızın üstünde yerleri olacak, Lezzetli Arkadaş” diyor.