Beklentilerin üzerinde bir model
Mevzu donanım tanıtımı olunca gizliliğin Huawei’nin pek başvurmadığı bir yöntem olduğu hepimizin aşikarı. Firmanın bugün yeni Huawei P10 modelini tanıtacağı sır değildi. Geriye bir soru kalıyordu : Bu şey nasıl bir şey? Telefonla geçirdiğimiz kısa süreye rağmen şunu söyleyebiliriz : Çok iyi !
Bu düşüncemizin büyük bölümü Huawei’nin cihazı yapım şekliyle ilgili. P10 şaşırtıcı oranda ince bir cihaz (6.98 mm’lik bir incelikte). Dolayısı ile elinize oldukça rahat bir şekilde oturuyor. Bu denli hafif bir cihaz için aynı zamanda kusursuzca bir araya getirilmiş hissi de veriyor. Bu, Huawei için yeni bir şey değil fakat bunun gibi cihazları seçiyor olması Huawei’nin neden son yıllarda bunca gücü kazandığının pratik bir göstergesi. Neyse.. Aynı zamanda 1080p’de çalışan 5.1 inç’lik parlak, gıcır gıcır bir ekranı var. Ve ekranı kaplayan Gorilla Glass 5 panelinin kenarları boyunca uzanan küçük bir kavis mevcut.
[irp posts=”8905″ name=”Huawei 360-derece VR kamerasını tanıttı”]
Parmak izi sensörü çok iyi çalışıyor
Bu ekranın hemen güneyinde tablet büyüklüğünde, çok iyi çalışan bir parmak izi sensörü var. Yalnızca telefon ekranını açmaktan söz etmiyoruz; sensör aynı zamanda navigasyon tuşu olarak da görev görüyor. Dolayısı ile sola ya da sağa kaydırdığınız zaman bir aşama geriye gidiyor ve çoklu görevlendirme görüntüsünü açıyor. Bu opsiyonun varlığı aynı zamanda küçük ekranlı telefonlar için daha fazla ekran alanı kazandırma noktasında oldukça faydalı.
Gösterim öncesinde yayılan bir yığın sızıntı modelin geniş bir renk seçeneği aralığında sunulacağına yönelikti. Görüyoruz ki şaka değilmiş. P10 seramik beyazı, parlak mavi, parlak sarı, prestij gold, grafit siyah, mistik gri, gül sarısı ve ‘yeşillik’ olarak adlandırılan renk tonlarında mevcut olacak.
P10’un iç donanımına gelince; geçen yılın Mate 9 modelinin daha küçültülmüş versiyonuna benzediğini söyleyebiliriz. P10’un octa-core Kirin 960 chipset’i gördüğümüz en pürüzsüz anakartıydı. EMUI arayüzü üzerinde yapılan küçük çaptaki müdahaleler de faydalı olmuş. Tıpkı Mate 9’da olduğu gibi performansı azami derecede arttırabilmek için bir miktar ek ‘machine-learning’ uygulaması da iç donanımda uygulama alanı bulmuş. EMUI bu defasında daha iyi çoklu görevlendirme ve RAM yönetimi sağlamak için daha iyi bir hafıza paylaşımı sağlıyor. Ne olursa olsun P10 makul seviyenin üzerinde bir hızda olduğunu hissettiriyor.
Geçen yılın amiral gemisi modeli ile benzerlikler burada da sona ermemiş. Arka yüzde bulunan 12-Megapixel RGB/20-megapixel monochrome dual-kamera yapısı da Mate 9 modelinden alınma. Ve her zaman olduğu gibi oldukça iyi çalışıyor. Test çekimleri gösteriyor ki oldukça etkileyici renk ve detay seviyesi mevcut. Önceki modelde odaklamayla ilgili bazı sorunlar mevcuttu. Ön yüzde bluunan kamera ile birlikte geniş aralıklı Portrait modunu kullanabilme özelliği, üretim öncesi sorunları makyajlamaya dönük bir manevradan daha fazlasını sunmaya yönelik gibi.
Yine geçen yılki modelde olduğu gibi P10’un da yükseltilmiş bir versiyonu var : P10 Plus. Henüz bu modeli kurcalama fırsatımız olmadı fakat mevcut özelliklerin kısmen arttırılmış bir versiyonu olsa gerek. İçinde yine aynı Kirin beyin, ve geliştirilmiş Leica dual-kamera sistemi mevcut. İki sensör P10’daki aynı çözünürlükte çekim yapıyor fakat Plus modelinde daha fazla blur efekt sağlamak için aralığı f/1.8 genişliğine kadar ayarlayabilirsiniz.