Ağırlık ve boyut faktörü
Sensör bolluğu olan bir çağda yaşıyor olmamız, işimiz için her zaman doğru olana sahip olacağımız anlamına gelmiyor. Özellikle sahip olmadığımız bir şey var ki o da yüzlerce metre yükseklikteki engelleri ve hava araçlarını tespit edebilecek bir radar sistemi. Göründüğü kadarıyla fiziğin kanunları bunu yapmamıza engel oluyordu. Fakat Echodyne yine de bunun üstesinden geldi. Ve şimdi ilk ürününü çıkarmaya hazır durumda.
Sorun bir İHA’nın arkanızda bir ağaç bulunduğunu bilmemesinde değil (ki biliyor) ya da arabaların birbirlerinden ne uzaklıkta olduklarının farkında olmadıklarında da değil (ki farkındalar). Sorun şu ki birkaç yüz metre yüksekliğe çıktığınızda hekipotrelere ya da küçük uçaklara çarpma riski doğmaya başlar. Hatta biraz daha yükseğe çıkarsanız, uçaklar da korkulacak şeyler kategorisine girerler. Bunlardan tam olarak emin olabilmeniz için yüzlerce, hatta binlerce metre öteyi görmeniz gerekir ( ‘tespit et ve sakın’ metodu olarak bilinir) ve işte bu mesafe aralığında dünyada hiçbir optik, ışıklı radar ya da ultrasonik sensör güvenilir bir etkinlik sağlayamaz.
Radar bu soruna getirilecek genel bir çözüm olabilir fakat iki sorun var. Birincisi; uygun bir ‘aşamalı-dizilim’ radarı oldukça büyük olacaktır. İkincisi; önümüzde duran altı figürden söz ediyoruz. Bunların hiç biri küçük İHA’lara ya da küçük firmalara dostane yaklaşım sergilemiyorlar.
MESA
Teknik detaylara girmeyeceğiz fakat kısaca anlatmak gerekirse: ‘Aşamalı-dizilim’ radarları , tam olarak tanımlanmış şablonlarda radyo dalgaları yayarak bir radar hüzmesini istenilen doğrultuya yönlendirebilen bir anten şebekesi kullanır. Bunu saniyede birkaç kez yaparak cihazı hareket ettirmeden görüş alanındaki tüm alanı radar ışınıyla tarayabilirsiniz.
Bu özellik, yüksek irtifa İHA’ları için olmazsa olmaz bir özellik. Zira yanaşmakta olan trafiği tespit etmesi için önünde bulunan geniş bir alanı taramak zorundadırlar. Kaldı ki FAA’da bu yüksekliklerdeki İHA’lar için bu kriterleri şart koşmaktadır.
Sorun şu ki bu cihazlar, belirli bir noktadan sonra minyatürize edilemiyorlar. Zira kullanılması gereken elektronik cihaz sayısı oldukça fazla. Antenler verilen dalga boyunda çalışabilmek için belirli bir ölçüde olmalıdır. Ha keza anten kumandaları da yer tutmaktadır. Aynı zamanda alınan verinin işlenmesi için bir alan ayrılması gerekiyor. Ve diğer faktörler de söz konusu.
Echodyne bu aşamalı-dizilimi, çok, ama çok küçük bir ölçekte sağlamak için metamateryal adı verilen bir madde kullanıyor. Bir düzine tekil anten kullanmak yerine bu cihaz 3 boyutlu biçimler halinde çalışılmış bir yüzey kullanarak ışınların aynı şekilde ilerlemelerini sağlıyor. Hatta daha yüksek bir hassasiyet ve daha az güç sarfiyatı ile bunu başarıyor.
Tü bu özellikleri tek bir pakette toplayan cihaz, bir çift iPad Minis boyutunda bir yer kaplıyor. Yaklaşık 700 gram ağırlığında olan bu cihaz, yalnızca 35 watt güç harcıyor. Emsal özelliklere sahip sistemler on, hatta yirmi kat daha büyük ve daha fazla enerji harcıyorlar. Tek dezavantajı, büyük sistemlere oranla görüş mesafesinin daha kısa olması. Büyük sistemler uçakları 12 km öteden algılayabiliyorlar. Fakat Echodyne’in belirttiğine göre quadcopter’ler 300 knot yükseklikte uçmuyorlar (1 knot, 1,852 km).
Tabii ki 10.000 dolarlık bir MESA’yı bisikletinize monte etmek için satın almazsınız. Fakat Amazon, ya da Uber gibi İHA’ları ticari uygulamalarında kullananlar için bu cihaz, oldukça cazip.
