World War II in Europe
Infinite Warfare’den sonra Call of Duty’i bırakmaya hazırlanıyorduk. Oyuna hakim olan geleceğin uzay ortamın, çok da matah bir şey olmadığını düşündürmüştü bizlere. Öyle ki, oyunu bitirmek dahi gelmemişti içimizden. Tam da oyundan kopmak üzereyken Sledgehammer Games yakamızdan tutup, tekrar çekti bizleri Call of Duty deryasına, son çıkardığı oyun ile. Görünen o ki; oyun köklerine geri dönüş yapıyor: World War II in Europe. Bize göre tarihi Call of Duty oyunları en iyileri ve gördüğümüz kadarıyla bu yılki seri de oldukça parlak.
Activision ve Sledgehammer’ın E3’te yaptıkları sunumdaki kampanyanın sinematiği öyle cezbetmişti ki, çok oyunculu modda oynamak için sabırsızlanır olmuştuk. Bu vesileyle Team Deathmatch, Domination ve War Mode oyun çekimlerine göz atma imkanı da bulmuş olduk. Antik silahlar, siper savaşı ve mahalle savaşları ekibin oyundan tarifi imkansız bir zevk almasına neden olmuştu. Oyunda saklanacak bir ton kör nokta bulunuyor. Böylece rakip oyuncunun ruhu bile duymadan geçip gidebiliyorsunuz.
Şu ana kadar gördüğümüz kadarıyla oyunun hikayesi, 1944-1945 Avrupa Müttefik Kuvvetleri saflarında yer alan Er ‘Red’ Daniels üzerinde odaklanıyor. Evet, dolayısı ile bu hikaye aynı zamanda Normandiya sahillerini de içeriyor. Kampanyanın önemli bazı triklerinden biri ilk yardım kitini kullanarak kendinizi iyileştirebiliyor olmanız. Aynı zamanda görevleri tamamlamak ve savaş meydanında murdar olmamak için takım üyeleriyle sıkı işbirliği içerisinde olmanız gerekiyor. Call of Duty’den bekleneceği üzere oyunda bol miktarda şiddet ve kan mevcut. Hatta öyle ki, bizatihi seyrettiğimiz videoda dehşetengiz kafa kesme sahnelerine de denk geldik.