Android işlemci tabanının kullanıldığı bir araç içi teknoloji çalışması
Fiat Chrysler ve Alphabet ‘ın Google’ın daha önceki sürücüsüz-araç projesi olan Waymo üzerinden birlikte çalıştıkları biliniyordu. Şimdi ise Android işlemci tabanının kullanıldığı bir araç içi teknoloji çalışması için işbirliği halindeler. Çalışma, araç içi bilgi-eğlence sistemi ve araç içi bağlantı platformu üzerinde yürütülüyor. Yeni FCA (Fiat Chrysler) araç içi sistemi ‘Uconnect’ olarak adlandırılıyor. Elektrik sistemi, ısıtma ve karasal yayın yapan radyo gibi geleneksel araç içi kontrol sistemleri ile Android uygulamalarının uyumlu hale getirilmesi amaçlanan çalışmada, işletim sistemi olarak Android 7.0 kullanılıyor ve bir dizi teknik özellik kazandırılmaya çalışılıyor.
Google’ın FCA ile yaptığı bu çalışma, Android oto modeli olmanın ötesine geçiyor. Zira bu modelde temel amaç; daha basitleştirilmiş, sürücünün kolay kullanımını sağlayacağı ve dikkat dağılımını azaltan bir Android sistemini, araç-içi gösterge üzerinden (ya da araca monte edilmiş akılı telefon kullanarak) sürücünün kullanımına sunmaktı. Bu modelde güç kaynağı olarak da telefonun kendisinin kullanımı tasarlanmıştı. Arama devi Google belli ki, sürücülerin kullandıkları gösterge panelleri ile ilgili olarak daha ileri seviyede çalışmalar yapmak istiyor. Bunu başarabilmek için de araç üreticilerinin kullandıkları yazılım ve sistemlerle daha entegre hale gelmeyi hedef ediniyor.
Android ile yapılması amaçlananlar
Android Mühendislik Yöneticisi Patrick Brady. “Google kendini, Android’i otomotiv platformunda bir dönüm noktası yapmaya adadı. Öyle ki bu platform araçla güvenli ve görünmez bir şekilde, derinden entegre olmuş olacak” diyor.
Google ve Android araba üreticilerine, müşterilerine uygulama uyumluluğu sunabilme avantajı noktasında eşsiz bir esneklik sağlıyor. Zira üreticiler bu avantajları müşterilerine sunarken marka ve müşteri ilişkileri noktasındaki kontrolden bütünüyle uzak durmak zorunda kalmayacaklar.
FCA Elektrik Mühendisliği başkanı Chris Barman “Android ile eşsiz ve sezgisel Uconnect kullanıcı arayüzünü temin edebiliyoruz. Ve tabii bunu, kullanımı kolay Android özelliklerini ve uygulamanın ekosistemlerini entegre ederek gerçekleştiriyoruz” diyor.
Bu avantaj, CarPlay uygulaması ile kullanıcıların araç içi yaşamlarına daha fazla mobil ürün entegre etmeyi arzu eden Apple’ın sahip olamadığı bir avantaj. Apple’ın arayüz görünümü ve tasarım anlayışı ile ilgili kontrolü otomobil üreticilerine bırakmak gibi bir anlayışa rıza göstereceği pek düşünülmüyor. Zira bu tip bir ilişkiyi işletim sistemi üreticileriyle bugüne değin ne iOS, ne de modern OS X /macOS yazılımları hususunda gerçekleştirmiş değil.
Aslında otomobil üreticilerine araç içi yazılım arayüzünün görünümü ve tasarım anlayışı hususunda sorumluluk vermek pek de ideal bir çözüm değil. Bilindiği üzere bu üreticiler geçmişte, UX (kullanıcı memnuniyeti) hususunda beceriksizliklerini kanıtlamış durumdalar. Fakat dikkat dağılımının engellenmesi ile ilgili olarak oldukça katı kurallarla yüzyüze olan üreticilerin hem bu sebeple, ve hem de müşterilerinin ürünleriyle ilgili deneyimlerini kontrol altında tutma istekleri nedeniyle, arayüz tasarımının kontrolünü bütünüyle işletim sistemi yapımcılarına terk edecekleri de pek ihtimal dahilinde görünmüyor.
Sürücüsüz araçlar trafikte hakim olduklarında, araç içi tecrübenin yeni ve değer taşıyan bir kavram olduğuna dair kanaatin yaygınlaşacağı bir dönem göz önünde bulundurulduğunda, Android işletim sistemi, sahip olduğu esneklik sebebiyle araçlarda daha geniş anlamda yer alabileceğini gösteriyor. Bu haftaki CES fuarında gösterimde olacak olan Uconnect’in kontrolünü yapma imkanını yakalayabileceğiz. Şurası muhakkak ki henüz bir deneyim gerçekleştirme imkanı olmamış olsa da, bu çalışma, Google’ın bu aşamada gerçekleştirdiği zekice ve stratejik bir hamle.
